Ana Sayfa Arama Galeri Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çin ekonomisi “ters rüzgarda” nasıl yol alıyor?

CGTN Muhabiri Cao Beidan, Çin’de nisan ayına ait ulusal ekonomik

CGTN Muhabiri Cao Beidan, Çin’de nisan ayına ait ulusal ekonomik verilerin dün açıklanmasından sonra, küresel basında Çin ekonomisinin performansına dair “beklentilerin ötesinde”, “dayanıklı” ve “istikrarlı” gibi değerlendirmelerin geniş yer aldığını aktardı.

Bu “dayanıklılığı” ve “istikrarı” anlamak için, öncelikle Çin ekonomisinin karşı karşıya olduğu baskı ve zorlukların kavranması gerektiğini belirten Cao Beidan, "Yılbaşından bu yana, ABD küresel ölçekte gümrük tarifelerini artırma politikası izliyor; özellikle nisan ayından itibaren Çin’e karşı birçok 'karşılıklı tarife' uygulamasını ilan etti. Çin bu duruma kararlı bir şekilde karşılık verdi. Dışarda artan baskılar ile iç zorlukların bir arada ortaya çıkmasına rağmen, Çin ekonomisi dirençli bir şekilde ilerlemeye devam ederek kolay kolay elde edilemeyecek başarılara imza attı." dedi.

Dikey açıdan bakıldığında, yılın ilk dört ayında Çin ekonomisinin başlıca göstergelerinin büyüme hızını, geçen yılın tamamına kıyasla belirgin şekilde arttığını vurgulayan Cao Beidan, şunları kaydetti:

"Toplam perakende satışlar ve hizmet sektörü üretim endeksi yıllık bazda ilk üç aya göre 0,1 puanlık bir hızlanma gösterdi. Veriler, Çin ekonomisinin baskılara karşı dayanıklılığını sürdürerek istikrarlı bir büyüme kaydettiğini ve olumlu yöndeki gelişme eğilimini devam ettirdiğini gösteriyor; Bu da Çin ekonomisinin sahip olduğu güçlü direnç ve baskılara karşı koyma kapasitesini yansıtıyor. Yatay açıdan bakıldığında, 'tarife savaşı' gibi gelişmelerin etkisiyle Birleşmiş Milletler (BM) kısa süre önce yayımladığı bir raporda, 2025 yılında küresel ekonomik büyümenin yüzde 2,4’e kadar ineceğini ve bu oranın Ocak ayındaki tahmine göre 0,4 puan daha düşük olduğunu belirtti. Buna karşı, Goldman Sachs, ING ve UBS gibi uluslararası kurumlar Çin’in 2025 büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Birçok çok uluslu şirketin yöneticileri Çin’i artık “belirlilik” ile eşdeğer bir kavram olarak görüyor."

Cao Beidan, dikkate değer bir diğer noktanın ise, yüksek gümrük bariyerlerine rağmen Çin’in dış ticaretinin istikrarlı bir şekilde büyüyerek güçlü uluslararası rekabet kapasitesini ortaya koyması olduğunun altını çizdi. Ocak-Nisan döneminde Çin’in mal ithalat ve ihracatının toplam hacminin, yılın ilk çeyreğine göre 1,1 puan daha hızlı büyüdüğü; ihracatın ise yıllık bazda yüzde 7,5 arttıne belirten Cao Beidan, "Çin’in otomobil üretim ve satış rakamları ise ilk kez hem üretim hem satış açısından 10 milyon adedi geçti. Özellikle BYD’nin ihracatı, geçen yıla göre yüzde 110 arttı. BYD yetkilisi, CMG’ye verdiği demeçte, şirketin yıllardır temel teknolojileri bağımsız olarak geliştirdiğini, ileri teknoloji avantajı, eksiksiz ürün yelpazesi ve küresel pazarlama düzenlemesiyle güçlü bir rekabet gücü oluşturduğunu belirtti." açıklamasını yaptı.

Çin ekonomisinin “istikrarını sürdürmesi”, makroekonomik politikaların koordineli bir şekilde hayata geçirilmesinden ayrı düşünülemeyeceğine dikkat çeken Cao Beidan, şöyle devam etti:

"Yılbaşından itibaren Çin, 'iki yeni' politika adıyla bilinen, yeni tur büyük çaplı teçhizat yenileme ve tüketim mallarının eskisini verip yenisini alma dahil 2 politikayı uygulamaya öncelik verdi; Tüketimi canlandırmak için özel kampanyalar başlattı ve dış işbirliğini güçlendirmeye devam etti. Özellikle Nisan ayından itibaren, Çin daha proaktif ve güçlü makro politikaları uygulayarak dış baskılara etkili bir şekilde karşı koydu. Bu 'karnenin' detaylarına bakıldığında birçok parlak nokta görülüyor ve bu da dış dünyaya güven ve fırsat sağlıyor. Bu başarıların ilk kaynağı devasa iç pazar. Ocak-Nisan döneminde uygulanan tüketimi teşvik politikaları sayesinde toplam perakende satışlar yıllık yüzde 4,7 oranında arttı. Bloomberg, Çin’in 'Z kuşağının' güçlü tüketim eğilimlerinin yatırımcılara büyük kazançlar sağladığını vurguladı."

Bunun yanı sıra, Çin’de gerçekleştirilen inovasyonun ortaya çıkardığı çekim alanı'nın dünyaya yeni büyüme dinamikleri sunduğuna değinen Cao Beidan, şu ifadelere yer verdi:

"Nisan ayında, ekipman ve yüksek teknoloji imalatının katma değeri, yıllık geliri 20 milyon yuanı aşan büyük ölçekli sanayi işletmelerinin ortalama artış oranının sırasıyla 3,7 ve 3,9 puan üzerinde gerçekleşti. Bu da Çin’in yeni nitelikli üretim güçlerinin artmaya devam ettiğini gösteriyor. Çin, Ar-Gr personeli sayısı bakımından dünya lideri, Ar-Ge harcamaları bakımından ise ikinci sırada yer alıyor ve bu da yabancı şirketler için inovasyon açısından elverişli bir ortam sunuyor.

"Nisan ayında Alman otomobil devi Porsche, Shanghai’daki Ar-Ge merkezinin stratejik yapısını güncellediğini ve yeni ofisinin 2025’in ikinci yarısında hizmete gireceğini açıkladı. Porsche Çin Teknik Departmanı Başkan Yardımcısı Li Nan, merkezin sürücü destek sistemleri (ADAS) ve bilgi-eğlence çözümleri geliştirmeye odaklanacağını, ilk ürünün 2026’da piyasaya sürüleceğini söyledi.

"Bununla birlikte, Çin’in sürekli genişleyen dışa açılma politikası, yabancı şirketler için “ideal, güvenli ve umut vaat eden” bir yatırım ortamı sunuyor. Kısa süre önce, Beijing’deki 6 yabancı sermayeli şirkete pilot noktası olarak katma değerli telekomünikasyon hizmetleri işletme izni verildi ; ayrıca Çin’in vizesiz giriş uygulamasından yararlanabilen ülkelerin listesi de genişletildi. Çin’de iş yapmak her geçen gün daha kolay hâle gelirken, “Çin’de seyahat” ve “Çin’den alışveriş” trendi dünyada hızla artıyor.

"Son zamanlarda Çin ile ABD arasındaki ticaret müzakerelerinde kaydedilen somut ilerlemeler, küresel ekonomik belirsizliği belli ölçüde azaltmış olsa da uluslararası ortam hâlâ karışık ve  zor bir durumda; belirsizlik ve istikrarsızlık etkenleri halen devam ediyor. Ancak Çin, tüm bu risk ve zorluklara rağmen kendi işlerine odaklanarak yüksek seviyeli dışa açılımı kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. İşte bu nedenle, dünya genelinde pek çok kişi “Çin’le birlikte yürümek, fırsatlarla birlikte yürümektir” görüşünde hemfikir."

Hibya Haber Ajansı