Ana Sayfa Arama Galeri Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyarbakır’da “Simona’ya Sonsuzluk Mektupları” söyleşisi gerçekleştirildi

Söyleşi sırasında Hibya Haber Ajansı muhabirine konuşan Turgay Deniz, kitabı

Söyleşi sırasında Hibya Haber Ajansı muhabirine konuşan Turgay Deniz, kitabı hakkında şu ifadeleri kullandı:

“Kitabımızdan genel olarak bahsetmek gerekirse; sevda, acı, hüzün, özlem, neşe, özgürlük, baba olmak, eş olmak, kardeş olmak, oğul olmak, dost olmak, ağlamak, gülmek, sabretmek, beklemek, umut etmek, umut olmak, susmamak, başkaldırmak, direnmek, ölmek ama ölmemek, yeniden doğmak gibi duygu, davranış ve değerlere değinilmiştir. Kitabımıza adını veren şiirimiz Simona’ya Sonsuzluk Mektupları dört ayrı şiirden oluşmaktadır. Simona ismi, Romen kökenli bir kadın ismidir ve Türkiye’de yaygın olmasa da Avrupa’da sıkça kullanılmaktadır. Simona, Simurg’dan gelir; yani Zümrüdüanka kuşu. Kendini küllerinden yaratmanın, yanıp yok olmamanın ve yeniden doğuşun simgesidir. Nico ise Yunanca kökenli bir erkek ismidir; zafer kazanan, dirayetli duran, özgürlükçü anlamlarına gelir."

Şiiri ilk okuduğunuzda bir aşk hikâyesi gibi görünebileceğini belirten Deniz, "Ancak bu sadece bir aşk değil; sevda, fedakârlık, adanmışlık, sadakat, yok oluşu reddetme, yeniden doğuş, direnme, sabretme, özlem, umut, kavuşma ve zafer kazanma gibi daha derin anlamlar taşımaktadır. Simona ve Nico her ne kadar Mezopotamyalı olarak tanımlansa da, isimleri Mezopotamya’da kullanılmamaktadır. Bu tezatlık, aslında evrensel duyguları ve Anadolu’yu temel alan bir anlatım biçiminin yansımasıdır" dedi.

Yazar Deniz, "Görünüşte aşk zırhı ile kaplanmış bir mana karmaşası diyebiliriz. Herkes, kendinden ya da isteklerinden bir şeyler bulabilir. Diğer şiirlerde ise aşkın basit ve yalın olduğundan; karşılıklı çıkar, şehvet ve sevmenin şart olduğundan söz edilirken, sevdalanmanın karşılıksız, çıkarsız ve yüce bir duygu olduğuna vurgu yapılmaktadır. Sevda, bizim coğrafyamıza ait ve herkese nasip olmayan bir duygudur. Umarım Yaradan herkese nasip eyler.” ifadelerini kullandı.

Yazar Turgay Deniz, konuşmasında ayrıca şu değerlendirmelerde bulundu:

“Dünyada kapital yaşam tarzının ve maddi değerlere eğilimin arttığı bir süreçte, kitabımda materyalizmi reddeden ve idealizmi savunan bir yaklaşımı bulacaksınız. Fedakârlık ve sadakatin para ile satın alınamayacağına dikkat çekiyoruz. Vaktimiz dolduğunda biriktirdiğimiz maddi varlıkların anlamını yitirirken, yaşarken acı çeken bir yüreğin vakti geldiğinde duyacağı ferahlığın değerine vurgu yapıyoruz. Ayrıca, yaşamın kaynağı olan su üzerine de şiirlerimizde çeşitli göndermeler yer almakta. İnsan bedeninin %60’ının sudan oluştuğu gerçeğinden hareketle, suya yönelik hem eleştiri hem övgü barındıran dizeler yazdık. Bu dizeler, değişen insan tabiatını sorgularken aynı zamanda hâlâ iyi insanların varlığına işaret ediyor.”

Sözlerinin sonunda yazarlık serüvenini Diyarbakır’a duyduğu sevgiyle bütünleştirdiğini belirten Deniz, “Diyarbakır’a ve insanlara olan sevgimi; kültürel, yöresel ve küresel bir çerçevede tarihe iz bırakması adına yazarak kalıcı hâle getirdim. Pek çok yerde gerçekleştireceğim söyleşilerle de topluma katkı sunmayı hedefliyorum.” dedi.

Hibya Haber Ajansı