Başlıklar
- 1 Gökçeada’da Ne Yapılır? Nereler Gezilir? Ege’nin Saklı Cenneti Ziyaretçilerini Bekliyor.
- 2 Rum Köyleriyle Zamanın İzinde Bir Yolculuk
- 3 Tarihi Kalıntılar ve Mitolojik İzler
- 4 Tuz Gölü ve Aydıncık Plajı: Doğal Güzelliklerin Buluşma Noktası
- 5 Rüzgar Sörfü ve Dalış Tutkunları İçin İdeal Koşullar
- 6 Ekolojik Yaşam ve Organik Ürünler
- 7 Gökçeada Sualtı Milli Parkı
- 8 Lezzet Durakları ve Ada Mutfağı
- 9 Gökçeada, Doğa ile İç İçe ve Huzurlu Bir Kaçış Rotası
Gökçeada’da Ne Yapılır? Nereler Gezilir? Ege’nin Saklı Cenneti Ziyaretçilerini Bekliyor.
Türkiye’nin en batı ucunda, Ege Denizi’nin serin sularında yer alan Gökçeada, doğal dokusu, tarihi köyleri, organik yaşamı ve sakin atmosferiyle her yıl artan sayıda gezginin ilgisini çekiyor. Çanakkale’ye bağlı olan ve Türkiye’nin en büyük adası unvanına sahip Gökçeada, hem tarihi hem de kültürel açıdan zengin bir mirasa ev sahipliği yapıyor. Sessizlik arayan tatilcilerin gözdesi haline gelen ada, aynı zamanda sürdürülebilir yaşam pratikleriyle de dikkat çekiyor. Peki, Gökçeada’da ne yapılır? Nereler gezilir? İşte Ege’nin bu huzur dolu adasında mutlaka görülmesi gereken yerler ve yapılacak aktiviteler…
Rum Köyleriyle Zamanın İzinde Bir Yolculuk
Gökçeada’nın en dikkat çeken yönlerinden biri, yüzyıllardır ayakta kalan Rum köyleri. Adanın dört bir yanına dağılmış bu köyler, taş mimarisi, dar sokakları ve geleneksel yaşam tarzıyla adeta açık hava müzesi niteliğinde.
-
Zeytinli Köyü, adanın en bilinen köylerinden biri. Rum kahveleri, dibek kahvesiyle meşhur kafeleri ve taş evleriyle ziyaretçileri zamanda yolculuğa çıkarıyor.
-
Tepeköy, yüksek konumu sayesinde Gökçeada’nın panoramik manzarasını ayaklar altına seriyor. Her yıl 15 Ağustos’ta düzenlenen Meryem Ana Panayırı ile bilinen bu köy, ada kültürünü yakından tanımak isteyenler için eşsiz bir durak.
-
Dereköy, bir zamanlar Türkiye’nin en büyük köylerinden biri olarak biliniyor. Bugün sessizliğe bürünmüş olsa da, terk edilmiş taş evleriyle ilginç bir atmosfer sunuyor.
-
Bademli ve Kaleköy, denize yakın konumlarıyla hem tarihi hem de doğal güzellikleri bir arada sunan diğer önemli yerleşim alanları arasında yer alıyor.
Tarihi Kalıntılar ve Mitolojik İzler
Gökçeada, sadece doğal güzellikleriyle değil, tarihiyle de öne çıkıyor. Özellikle Kaleköy’de bulunan antik kalıntılar, Bizans dönemine kadar uzanan geçmişiyle tarihe meraklı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Antik kent kalıntıları, Roma ve Bizans izlerini taşıyor. Liman çevresinde yer alan Kaleköy Kalesi’ne çıkan ziyaretçiler, hem tarihi bir yolculuğa çıkıyor hem de muhteşem bir gün batımı manzarasıyla ödüllendiriliyor.
Tuz Gölü ve Aydıncık Plajı: Doğal Güzelliklerin Buluşma Noktası
Gökçeada’nın güney kıyısında yer alan Tuz Gölü, flamingoların göç dönemlerinde uğradığı özel bir sulak alan olma özelliği taşıyor. Aynı bölgede yer alan Aydıncık Plajı, ince kumları ve berrak deniziyle özellikle yaz aylarında deniz tatili yapmak isteyenlerin vazgeçilmez adresi. Ayrıca bu bölgede yapılan çamur banyolarının cilt sağlığına iyi geldiğine inanılıyor.
Rüzgar Sörfü ve Dalış Tutkunları İçin İdeal Koşullar
Gökçeada, rüzgar koşullarının elverişli olması nedeniyle yelken ve rüzgar sörfü sporları için oldukça uygun. Kefalos (Aydıncık) bölgesi, yerli ve yabancı sporcuların uğrak noktası. Ayrıca adanın etrafındaki berrak koylar, dalış sporu ile ilgilenenler için de keşfedilmeye değer su altı güzellikleri barındırıyor.
Ekolojik Yaşam ve Organik Ürünler
Gökçeada, Türkiye’de organik tarımın ve sakin şehir (Cittaslow) hareketinin öncüsü olan yerleşim yerlerinden biri. Ada genelinde kimyasal kullanılmadan üretilen zeytinyağları, doğal sabunlar, keçi peynirleri ve ev yapımı reçeller ziyaretçilere sağlıklı bir alışveriş deneyimi sunuyor. Ayrıca birçok çiftlikte misafirler kendi ürünlerini toplayarak doğayla birebir etkileşim kurabiliyor.
Gökçeada Sualtı Milli Parkı
Türkiye’nin ilk ve tek sualtı milli parkı olan bu bölge, zengin deniz yaşamıyla dikkat çekiyor. Koruma altındaki bu alanda yapılan kontrollü dalışlar, su altı meraklıları için büyük bir cazibe oluşturuyor. Zengin flora ve fauna ile dolu olan bu deniz bölgesi, ekoturizm açısından da önem taşıyor.
Lezzet Durakları ve Ada Mutfağı
Gökçeada mutfağı, Rum ve Türk kültürlerinin birleştiği özel tatlar sunar. Ada restoranlarında taze deniz ürünleri, zeytinyağlı mezeler ve yerel otlarla yapılan yemekler ön plandadır. Özellikle ahtapot ızgara, kabak çiçeği dolması ve keçi sütünden yapılan dondurmalar adada mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasında.
Gökçeada, Doğa ile İç İçe ve Huzurlu Bir Kaçış Rotası
Gökçeada, sakin atmosferi, bozulmamış doğası ve kültürel çeşitliliğiyle kalabalık tatil beldelerinden kaçmak isteyenlerin ilk tercihlerinden biri haline geliyor. Tarihi dokusu, doğal plajları, zengin mutfağı ve yavaş yaşam felsefesiyle Gökçeada, her yaştan ziyaretçiye unutulmaz bir deneyim vadediyor.
Ege’de farklı bir tatil arayışında olanlar için Gökçeada, keşfetmeye değer bir rota olmaya devam ediyor.